Zihinlere Kazınan Tarih : “6 Şubat 2023”
6 Şubat 2023 tarihi bir daha asla unutulmayacak şekilde zihinlerimize kazındı. Sabaha karşı 04:17’de Pazarcık merkezli 7,7’lik birinci depremi 9 saat sonrasında da Elbistan merkezli 7,6’lık ikinci depremi yaşamıştık. Yaşanan iki büyük depremin ardından 6,7 büyüklüğüne kadar varan yüzlerce artçı sarsıntı gerçekleşti. Daha ufak şiddette de olsa artçıları yaşamaya devam ediyoruz. Bir yandan yaralar sarılmaya çalışılırken bir yandan da geride kalan binaların oturuma uygun olup olmadığı denetlenmeye devam ediyor.
İş’te Life Adana/Hanifi Aktaş
Depremin ilk günlerinde Adana
Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketinde resmi rakamlara göre 50 Bin’in üzerinde insanımızı kaybettik. Bu büyük deprem Adana’da kayıplara ve yıkımlara neden oldu. Deprem anında 11’i Çukurova, 2’si Tufanbeyli’de olmak üzere toplam 13 bina yıkıldı. Yıkılan binalarda maalesef 418 vatandaşımızı kaybettik. Deprem sonrası tüm yıkılan binalarda enkaz çalışmaları başladı. Sonrasında ise günlerce süren zor bekleyiş başladı. Kimi zaman görevliler tarafından verilen “sessizlik” komutu ile umutlu sessizlik sağlandı. Kimi zaman enkazdan çıkan bir can’la sevinç çığlıkları atıldı kimi zaman da sona ermiş bir hayatın feryadı yankılandı. Enkaz çevresinde kurulan çadırlar, yemek dağıtım alanları ve geçici sağlık çadırları bir yandan devam eden hayatı kolaylaştırmak için canla başla çalıştı. Adana’da yıkım Hatay ve Maraş kadar olmasa da deprem sonrasında daha organize ve planlı bir müdahaleye şahit olduk.
Yaralar sarılmaya çalışılırken…
Deprem sonrası Adana özellikle Kahramanmaraş ve Hatay’a nazaran daha iyi durumdaydı. Hem devlet yetkilileri, hem belediyeler hem de STK’lar özellikle enkazın olduğu alanlarda insanların hayatlarını bir nebze kolaylaştırmak için özveri ile çalıştılar. Yemek, temiz su tuvalet ihtiyacının ilk günden itibaren karşılandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Depremde Adana Şakirpaşa Havaalanının, İncirlik Havaalanın ve hastanelerin sağlam kalması hem Adana hem de çevre iller için can suyu oldu. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen yardımların büyük çoğunluğu Adana’dan ulaştırıldı. Özellikle Hatay ve Kahramanmaraş’ta enkazdan yaralı çıkarılan vatandaşlar ilk olarak Adana’da tedaviye alındı.
Kuzey’deki sessizlik ve Güney’e göç
Enkazlar kaldırıldıktan sonra özellikle yıkımın en çok olduğu Çukurova İlçesi büyük bir sessizliğe gömüldü. Havanın kararması ile ilçenin terk edilmişliği daha net anlaşılıyordu. Tek tük yanan ışıklar, sessizlik ve korku uzunca bir süre devam etti. Gündüzleri ise her sokakta mutlaka bir nakliye kamyonunda taşınan insanlar görmek mümkündü. Şehrin kuzeyinde yer alan Çukurova’dan adeta güneye büyük bir göç başlamıştı. Depremden Çukurova’ya nazaran daha az etkilenen Yüreğir ‘in belirli semtlerinde nüfus artışı gözle görülür boyutlara ulaşmıştı. Şimdilerde hasar tespit çalışmalarının sonuçlarının belli olması ile hasarsız binalarda bu göç dalgası durulsa da endişenin tamamen kaybolduğunu söylemek zor.
Denetimler ve acının tablosu
Bu süreçte en çok merak edilen konulardan birisi de ayakta kalan binaların ne kadarının diğer depremlere hazırlıklı olup olmadığıydı. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ekipleri gerekse özel Yapı Denetim Şirketleri binalarda hasar tespit çalışmalarını yürüttü. Tablo netleştiğinde aslında Adana’nın çok daha büyük bir felaketten kıl payı kurtulmuş olduğu anlaşıldı. Mayıs Ayı başlarında aldığımız verilere göre Adana’da şuan 8 Bin 79 Ağır ve Orta hasarlı, 39 Bin 704 az hasarlı bina tespit edilmiş durumda. Eğer orta hasarlı binaların da tamamının yıkımına karar verilirse Adana’da toplam 8 Bin 79 bina yıkılmış olacak. Bu tabloda tek sevindirici veri 203 Bin 18 binanın hasarsız olarak kayıtlara geçmiş olması. Öte yandan 50 Bin’i aşkın binaya ise “bina kilitli” olduğu gerekçesiyle herhangi bir hasar tespiti yapılamadı.
Adana’nın deprem planı ve alınan dersler
Depremlere aşina olan Adana, 1998 depreminden bir hayli vakit geçmesinin de rehavetiyle “depremi” gündeminden çıkarmıştı. Fakat son yaşanan büyük depremler sonrasında bu gerçeklik acı bir şekilde tekrardan gündemimize girdi. Özellikle çok katlı yapıların yoğunlukta olduğu Çukurova ve Sarıçam ilçelerinde tekrardan yatay mimariye yönelim kaçınılmaz gibi görünüyor. Yaşanılan bu büyük travma sonrasında binalarının zemini ve binanın kendisi ne kadar sağlam olursa olsun yüksek katlara bir fobi oluştu. Müstakil evlere olan talebin artması ve karavan satışlarındaki patlama bunun ispatı niteliğinde. Gün artık bu travmayı sona erdirecek şehir planlamasının şehrin tüm yetkililerince hayata geçirilmesi günüdür. Valilik, belediyeler, yapı denetim şirketleri, mimarlar ve mühendis odaları birlikte hareket ederek Adana’daki deprem gerçeğine somut, ciddi ve kalıcı çözümler bulması gerekiyor. Ne Adana’nın ne de Türkiye’nin yeni yıkımlara ve acılara dayanacak tahammülü kalmadı. Bu depremden ders çıkarması beklenenler arasında yalnızca müteahhitler yok. Herkesin, hepimizin çıkaracağı dersler var. Bu bilinçle Adana’nın geleceğini inşa etmek zorundayız.
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar-
Yeşil Geleceğe Uzanan Yol: Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Yeşil Dönüşümü Doç. Dr. TUĞÇE DEMİRDELEN
-
Lezzet Festivali Başladı! Bu Yazıyı Okumadan Festivale Gitmeyin! Hanifi Aktaş
-
KDV’de Yeni Dönem: Hasılat Esaslı Vergilendirme Mehmet Akif Kılaç
-
Ailede Şiddet Gören Çocuklarda Bağımlılık Riski Mehmet Aslanbaba
-
İşverenler, SGK Teşviklerinden Yeterince Yararlanıyor Mu? Osman Tunç