ADANA DT MÜDÜRÜ GEDİKTAŞ: Adana’dan Hakkari’ye sanat köprüsü
Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü, Ödüllü tiyatro oyuncusu, Hakkari’ye kadar uzanan sosyal sorumluluk projelerinin gönüllü çalışanı, iki çocuk annesi Sevinç Gediktaş ile yoğun temposundan fırsat bulup sohbet gerçekleştirdik. Gediktaş’ın hayatından Tiyatro dünyasına, sosyal sorumluluk projelerinden tiyatro oyunlarına kadar birçok konuda O anlattı, İş’te Life Adana olarak biz dinledik.
Sizi yakinen tanıyoruz. Fakat sizi bir de sizden dinlemekte fayda var.
1970 Eskişehir doğumluyum. İlk ve Orta öğretimimi Eskişehir’de tamamladıktan sonra yine 1989 yılında Eskişehir Devlet Konservatuvarı Tiyatro Oyunculuğu bölümüne girdim. 1993 yılında da mezun oldum.Bu çok özeldir çünkü Eskişehir’in ilk konservatuvar öğrencileri olarak mezun olduk.
4 yıl Üniversitemde araştırma görevlisi olarak çalıştım. 1997 yılında araştırma görevlisi olarak çalıştığım üniversitemden ayrılarak oyunculuğa başladım.İlk oyunum Güngör Dilmen’in Ben Anadolu isimli oyunuydu. Yönetmenimiz ise değerli hocamız Ergin Orbey’di. Daha sonra -o sene-yeni kurulan Konya Devlet Tiyatrosu bünyesinde oyuncu olarak yer aldım. Konya Devlet Tiyatroları’nın da ilk oyuncularından oldum. 8 sene kadar Konya’da bulunduktan sonra 2005 yılında Adana’da Devlet Tiyatroları’nda başladım. Burada da hem oyunculuk hem de idari pozisyonlarda görev aldım. Şuan ise Müdür olarak görev yaptığım kurumumda oyunculuğuma da devam ediyorum. Evliyim, eşim Hakan Gediktaş, çocuklarım Yaman ve Çağan’la bir yandan da aile sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyorum.
Oyunculuk demişken, gösterimi devam eden “Yolcular” oyunu nasıl gidiyor? Yoğun bir ilgi var gördüğüm kadarıyla…
Yolcular adlı oyunumuzun gösteriminde son haftasındayız. Daha sonrasında turnelerimiz olacak tabii. Oyunumuza gösterilen ilgiden oldukça memnunum. Adana halkı sağ olsun hem festival zamanlarında hem de diğer zamanlarda asla bizi yalnız bırakmıyorlar. Festival zamanları bilet gişesi önünde metrelerce kuyruk oluşuyor. Bu bizi çok mutlu ediyor. Bizler onların ilgileri, alkışları destekleri ile moral buluyoruz.
“Yolcular” -gösterimdeki- son haftasında dediniz. Yeni oyun var mı peki yakın zamanda?
Yeni bir oyunumuz var provalarına başladık hatta. Pek yakın zamanda o oyunla da Adanalı tiyatro sevenlerin karşısına çıkacağız. Onun dışında festival hazırlıklarımız devam ediyor. 21. kez festivali düzenleyeceğiz, onun heyecanı var. Kolay değil, Türkiye’nin en uzun soluklu Tiyatro Festivali’ni gerçekleştiriyoruz. Yeri gelmişken şunu da belirtmeliyim; bu festivalin başlangıcı rahmetli Sakıp Sabancı ve şu anki devlet tiyatroları genel müdürüm Mustafa Kurt’un girişimleri ile başlamıştır. O yüzden bizler için ayrıca değerlidir bu festival. Adanalı sanat severler, Adana halkı sahip çıktılar bu festivale. Ben bunu her yerde dile getiriyorum bir kez de sizler aracılığınızla onlara teşekkür etmek istiyorum .
Bu enerji bize olumlu bir şekilde yansıyor, bu da başarıyı beraberinde getiriyor. Nitekim geçen yıl düzenlenen festivalde bir de ödül aldık. Devlet Tiyatroları genel müdürü sayın Mustafa Kurt ve Sabancı Vakfı Adına Yeni Tiyatro Dergisinden Emek ve Başarı ödülünü aldı festivalimiz. Türkiye’nin en uzun soluklu Tiyatro Festivali olması ve Uluslararası yapılıyor olması sebebiyle Adana için çok büyük bir önem taşıyor.
Birçok sosyal sorumluluk projesinde isminizi duyuyoruz. Öyle ki Hakkari’ye kadar uzanan bir “gönüllü sanat yönetmenliği hikayeniz var” bundan biraz bahseder misiniz?
Filiz Yaldız Hanımefendi özellikle iş kadınları ile birlikte birçok sosyal sorumluluk projesi kapsamında özellikle mağduriyet yaşayan bölgelere gidiyordu. Ben de bir gün kendisi ile bir organizasyonda bir araya geldiğimizde sohbet arasında ertesi gün Hakkari’ye gideceğini öğrendim. Oyunumun da olmamasının rahatlığı ile birlikte gitme teklifinde bulundum. O da kabul edince ertesi gün kendimi Hakkari’de buldum. Orada Hakkari Valisi, kıymetli eşleri, Belediye Başkanı, Hakkari Sosyal İşler Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü, hepsi çok sıcak karşıladılar bizleri. Ben de çok etkilendim bu durumdan.
Rengi Hakkari Sanat topluluğu ile tanışma fırsatı buldum. Yaklaşık doksan kişilik bir grup. Güzel bir diyalog yakaladık. Daha sonrasında iş kadınlarından ayrı olarak tamamen kültür ve sanat anlamında neler yapılabilir diye bir araya geldik ve güzel bir uyum yakaladık. Hala gönüllü sanat yönetmenliğini yapıyorum Rengi Hakkari Sanat topluluğunun. Bu arkadaşlar Anadolu ateşi gibi Türkiye’nin birçok yöresinden oyunları oynuyorlar. Etkinlikler düzenliyorlar. Hatta Adana’ya da geldiler. Zaman buldukça onlara desteğimi sürdürüyorum. Yılın Kadın Tiyatrosu kadını ödülümü alırken de ödülümü Hakkari’deki kadınlar için aldığımı söylemiştim.
Başka sosyal sorumluluk projelerinde yer aldınız mı?
Feyzullah Aslan’ın yazdığı bir oyunumuz var: “Yarınlara Geç Kalmadan”.Uyuşturucu kullanımı ile ilgili ve aile içi şiddete maruz kalan çocuklarımızın, kadınlarımızın, gençlerimizin madde bağımlılığı ve şiddetten uzak tutma adına oynadığımız bir oyun. Rejisörlüğünü Adana Devlet Tiyatrosu sanatçılarımızdan Gökhan Doğan yaptı. Bu oyunumla da ilgili İl Milli Eğitim Müdürümüz Veysel Durgun’la bir araya gelerek dezavantajlı çocuklarımıza ulaşarak 3 binin üzerinde çocuğumuza oyunumuzu izlettik. Bu proje benim için çok önemliydi.
Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı, Tomris Çetiner’in yönettiği “Kadın Sığınağı” adlı oyunla şiddete maruz kalan birbirinden farklı 11 kadının bir kadın sığınağındaki hikayesini anlattık . 11 Kadın sanatçımız oynadı ve oyun turne yaptı. Özellikle Hatay ve Antep’te kadın derneklerinden ve vatandaşlardan büyük ilgi gördük.
Yolcular oyunun özeti şu şekilde,”sanırım hepimizin sahip olduğu güzel şeyler vardı.Sadece onların varlığını fark etmek için zaman ayırmalıydık. Hepimiz hayatı özleyeceğiz” siz hayatı özlüyor musunuz? Hem annesiniz, hem DT Müdürüsünüz, hem sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorsunuz hem oyuncusunuz.
Ben bu koşturmacadan mutlu oluyorum. Programlı çalıştığım için aileme, eşime çocuklarıma vakit ayırabiliyorum. O yüzden gayet mutluyum. Elbette bazen yoruluyorum, bazen yapmak istediğim şeyleri yetiştiremediğim oluyor ama yine de ben bu durumdan mutluyum. Bizim ödülümüz seyircilerimizin alkışları. Yorgunluğumuzu, hastalığımızı her şeyi o alkışları duyunca unutuyoruz. İşimi çok seviyorum. 26 senedir sahnedeyim ve sahnede olmaktan, orada var olmaktan mutlu oluyorum. Orada nefes aldığımı düşünüyorum. Ve 26 senedir aynı heyecanla sahneye adım atıyorum her seferinde.
Ülkemin kadını olmaktan devlet tiyatroları genel müdürünün beni bu göreve getirmesinden, kadın olmaktan, anne olmaktan, oyuncu olmaktan dolayı mutluyum.
13 yıldır Adana’dasınız. Adana’da tiyatrocu olmak, Adana’da oyuncu olmak, Adana’da yaşıyor olmak hakkında neler söylemek istersiniz?
Eskişehir doğumluyum biliyorsunuz. 26 Sene de orada yaşadım Adana’ya geldiğimde ilk etapta iklimsel olarak alışmakta zorlandım. Fakat sonrasında ben Adana’yı yaşadığım bu kenti çok sevdim, sevmeye de devam ediyorum. Adana bir festival şehri, neredeyse her ay bir şölen bir festival büyük bir sanatsal etkinlik muhakkak oluyor. Ben bu durumdan oldukça memnunum. Bereketli topraklar üzerine kurulmuş bu şehrin sanatı da bereketli. Daha iyisinin de olacağına inanıyorum. Kültür Merkeziyle, modern yapılarıyla, tarımıyla ticaretiyle eğitimiyle her alanda daha iyi bir Adana ümit ediyorum.
İş’te Life Adana okurlarına ve sizi takip eden genç tiyatroculara neler söylemek istersiniz?
Bize düşen çalışmak, bu ülkenin geleceği için, çocuklarımız için, kadınıyla erkeğiyle çalışmamız gerekiyor. Çalışmalıyız ki çocuklarımıza eğitim, bilim,sanat anlamında, güzel bir ülke bırakalım… Evrensel barış için, güzel ve temiz bir dünya bırakmak için, ülkemize daha faydalı bireyler olmak için var gücümüzle çalışmalıyız ve asla pes etmemeliyiz. Tüm İş’te Life Adana okurlarına ve ve Tiyatro sevdalılarından temennim, yeni yılda da tiyatro salonlarını boş bırakmayınız. Her zaman olduğu gibi yanımızda olunuz. Teşekkürler.
Biz teşekkür ederiz….
İş’te Life Adana/ Hanifi Aktaş
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar-
Yeşil Geleceğe Uzanan Yol: Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Yeşil Dönüşümü Doç. Dr. TUĞÇE DEMİRDELEN
-
Lezzet Festivali Başladı! Bu Yazıyı Okumadan Festivale Gitmeyin! Hanifi Aktaş
-
KDV’de Yeni Dönem: Hasılat Esaslı Vergilendirme Mehmet Akif Kılaç
-
Ailede Şiddet Gören Çocuklarda Bağımlılık Riski Mehmet Aslanbaba
-
İşverenler, SGK Teşviklerinden Yeterince Yararlanıyor Mu? Osman Tunç